Friday, April 18, 2014

İş arama ipuçlarım


İşe girdiğim haberini verirken üçüncü iş arama sürecimde yaptıklarımı paylaşacağımdan bahsetmiştim. Aşağıdakiler kendimce uyguladığım bazı ufak oyunlar, %100 işe yarar diye bir garantisi, öyle bir iddiam da yok. Sadece bu süreçte kişilerin başkalarının deneyimlerini dinlemek istediklerini bildiğim için belki birilerine ilham olurum diye bu yazıyı hazırlama ihtiyacı duydum. 


İnternet'te bunun gibi bir sürü yazı olduğuna eminim bu da benim deneyimim olsun... 


 Evet benim yorumumla iş arama ipuçlarına başlıyoruz, hazır mıyız?

1- Bilinçli olun. İş arama sürecim bu sefer benim isteğim doğrultusunda başladı. Bu zamanın geleceğini öngörmüş ve son zamanlarımda ufak ufak piyasayı yoklamaya başlamıştım ancak bu çok önemli bir fark yaratmadı. İşsiz kaldığımda elimde hiç bir plan yoktu. Tek bildiğim bu sefer sadece istediğim bir şirkette istediğim bir pozisyonda işe başlayacağımdı. Daha önceki iş arama dönemlerimde süreç uzadıkça "İş olsun da nerede, ne olursa olsun, bir girsem yeter..." gibi sağlıksız düşüncelere kapılmış ve bu şekilde gereksiz görüşmelere gitmiş, boş yere umutlanmış ve yorulmuştum. İlk kararım bu yüzden içime sinmediği sürece hiç bir işe başvurmayacak, görüşmeye gittiğim iş yeri/pozisyon içime sinmezse süreci devam ettirmeyecektim. Bu kararımın en büyük katkısı kendimi güçlü hissetmek oldu. Daha bilinçli başvurular yapıp boş yere kendimi hırpalamadım. Firmalar beni değil ben onları seçmiş gibi hissettiğimden ipleri eline almış olmanın güveni benimleydi.







2- Yardım isteyin. Mezun olup iş aramaya başladığım ilk günden beri işe hep kendim girmek istedim ve kimseleri bu süreçlere dahil etmemeye çalıştım. İyi bir yere girmek için torpil gerektiğine çok kere şahit oldum buna inandım ama ben bunu kullanmak konusuna sıcak bakmadım. Bir iki kere torpil girişimlerim oldu ama sonuçları olumlu olmayınca ben yine "kısmet"e inandım, tanıdıkları sürece dahil etmemek konusundaki tavrımı korudum. Daha öncesinde"Torpil kullanmayacağım." diye düşündüğümden yardım istemek konusunda da hep çekinceli davranıyordum. Halbuki ikisi farklı şeylermiş. Yardım istemekten kastım, çevrenizi durumdan haberdar etmenizle başlıyor. İş aramak ayıp bir şey değil, bu yüzden iş aradığınızı olabildiğince çok kişiye haber vermeye çalışın. İş aradığınıza dair bir kulak dolgunluğu olsun, beğendiğiniz firmalarda çalışan arkadaşlarınıza açık pozisyonlar hakkında, İK danışmanlığı yapan şirketlerde çalışan dostlarınızla iş aramak konusunda konuşmaktan çekinmeyin. Konuşmaya başladığınızda aslında herkesin ne kadar yardımcı olmaya çalıştığını görüp rahatlayacak ve daha güvenli hissedeceksiniz. Çok yakınınız bile olsa bu konuda size el uzatmıyor, yardımcı olmak için her hangi bir öneride dahi bulunmuyor olabilir, boşverin, sizin bilmediğiniz bir sebebi olabilir. Bu süreçle ilişkilerinizi sınamayın.

Yalnız çevrenizi işin içine dahil ederken hassas bir denge kurmanız gerekiyor çünkü Türk insanı yardımsever yapısıyla size iş ararken çalışmak isteyeceğiniz pozisyon ve iş yerini bilmeden hiç olmak istemeyeceğiniz yerler ve pozisyonlarla karşınıza gelebiliyorlar. Bu yüzden çevrenizi haberdar ederken kısaca ne tarz bir yerde ne tarz bir pozisyonda olmak istediğinizi de paylaşın. Aksi halde tüm iyi niyetiyle sizin için bir şeyler yapmaya çalışan bir yakınınızı kırmamak için istemediğiniz bir yere görüşmeye gidebilir, süreç olumlu ilerlerken orada çalışmak istemediğinizi söyleyince "İş bulduk, beğenmiyor..." gibi üzücü muhabbetlerin içinde bulabilirsiniz kendinizi...

3- İnterneti kullanın ve girişken olun. Çevrenizden yani tanıdığınız kişilerden yardım istemenin yanı sıra tanımadığınız kişilere de ulaşmak konusunda rahat olun. Ben bu noktada İnternet'in nimetlerinden faydalanma yolunu seçtim. Malum iş aramak için kariyer sitelerine giriyor ve başvurular yapıyoruz. "İlana başvur" diyor ve sonrasında aranmayı bekliyoruz. Burada devreye Linkedin giriyor. Aynı şirketlerin Linkedin üzerinden de ilanları olabiliyor (ya da kariyer sitelerine konmamış ilanlar orada olabiliyor.) Linkedin'i iş başvurusu yapmak için ve başvurduğum şirketlerin yöneticilerine ulaşmak, iletişime geçmek için bol bol kullandım. İlanına başvurduğum şirketlerin İK uzmanlarına ulaştığım gibi uygun bir açık pozisyonu olmamasına karşın şirket ile ilgileniyorsam ilgimi paylaştım. Bu noktada açık konuşmak gerekirse çoğundan bir geri dönüş almadım, çok azı geri dönüş yaptı. Ancak ben pes etmedim ve inandığım şeyi yapmaya devam ettim çünkü bunu yapmak bana iş aramak için bir şeyler yaptığım hissini verdi. İş aramak ne yazık ki tek taraflı ve pasif bir süreç. Oturduğunuz yerden başvurular yapıyor ve bekliyorsunuz. Ben daha farklı bir yol bilmiyorum bu yüzden de oturduğum yerden mümkün olduğunca çok noktaya temas etmeye çalışarak süreci daha aktif hale getirmeye ve şansımı arttırmaya çalıştım.

Linkedin hesabınız yoksa mutlaka bir tane edinin varsa bilgilerinizi güncelleyin. Bildiğiniz gibi Linkedin arkadaşınız olmayan birine mesaj atmanızı engelliyor, InMail atabilmek için ya o kişinin bağlantınız olması ya da Premium hesabı sahibi olmanız gerekiyor. Linkedin'in iş arayanlar için "Job Seeker" diye bir hesabı var, size arkadaşınız olmayan kişilere InMail atma şansı tanımasının yanı sıra Linkedin üzerinden başvuru yaptığınız ilanlarda üst sırada gözükmenizi sağlıyor. Ben bunu bir yatırım olarak düşünerek hesabımı yükselttim böylelikle kariyer sitesi üzerinden başvurusunu yaptığım şirket yöneticisinin bağlantı talebimi kabul etmesini bekleyene kadar kendisine ulaşabildim. İşe girdikten sonra da tekrar ücretsiz hesabıma geri döndüm verdiğim paranın karşılığında bir işe girmedim ama girebilirdim, denemeye değer diye düşünüyorum. Linkedin üzerinden attığım mesajların bana verdiği "süreci yönetiyor olma" hissi moralimi yüksek tutmamda yardımcı oldu.

4- KENDİNİZE GÜVENİN! En zor madde bu. Her kariyer danışmanının söylediği en büyük iş arama hilesi olup uygulamada belki de en çok zorlayanı, kendine güvenmektir. Sabırlı olmak ve kendine güvenmek söylendiği kadar kolay uygulamaya konmaz ne yazık ki. Daha önceki deneyimlerimde benim de en çok zorlandığım madde buydu. Bu sefer ise daha sakin ve rahattım çünkü yukarıdaki maddeleri uyguladığım için kendimi evde boş boş oturuyor gibi hissetmiyor ve bu süreci yöneten kişi olarak görüyordum. İstediğim işe başvurma kararı ile reddetme gücünü elime almıştım, yardım isteyip, İnterneti kullanınca aktif olmuş ve sadece ilanlara başvurup cevap bekleyen birinden daha fazlası olduğumu anlamıştım. Bunlar çok ufak şeyler ancak bu süreçte moralimizi yüksek tutmak için ufak desteklere ihtiyacımız var. Bu ruh haliyle gidilen görüşmelerin sonucu da diğerlerinden farklı oluyor.



5- Gülümseyin. Yapması en kolay madde bu. İş ararken, başvuru yaparken, görüşmeye giderken, görüşmeden çıkarken... Gülümsedikçe serotonin ve endorfin salgılar mutlu olursunuz, mutlu oldukça gevşer ve sakin düşünürsünüz. Sakinlik huzuru ve güveni getirir.

6- Kendiniz olun. Kendinize güvenmenin yanı sıra kişiliğinize, zevklerinize, sevdiğiniz ve sevmediğiniz özelliklerinize, her şeyinizle kendinize sahip çıkın. Bu madde özellikle görüşme aşamasına gelindiğinde öne çıkıyor. Bir görüşmeye gittiğinizde karşı tarafın duymak istediklerini değil söylemek istediklerinizle konuşun. Sadece işe girebilmek için "mış gibi" yapmayın aksi halde o işi aldığınızda sandığınızdan çok daha büyük problemlerle karşılaşırsınız. Aynı zamanda "mış gibi" yapmak sizi tedirgin yapar bu da karşı tarafa güven vermeyen bir tablo oluşturur. Kendiniz olmak en doğal ve rahat olanıdır. En güvenli yol olduğundan en iyi etkiyi ancak bu şekilde verebilirsiniz.



Kıyafet seçerken de belli kuralları gözetirken içinde rahat hissetmediğiniz bir parçayla sakın yola çıkmayın. Siyah pantolon beyaz gömlek ile sınırlamayın kendinizi, kıyafetinizle de ifade edin kim olduğunuzu. Sadece bu noktada ifade edeyim derken aşırıya kaçmadığınızdan emin olun. Kişiliğinizi kaybetmeyin ancak sınırları da unutmayın.

Daha öncesinde ne okuduğunuzun, nerede ne kadar çalıştığınızın önemi bir yere kadar sizi siz yapan sahip olduğunuz kişilik. Kişiliğinize sahip çıkın. Değerinizi bilin. İmrenerek baktığınız yerlerde çalışanlar sizden "daha daha..." değiller, hepimiz insanız sonuçta...

7- Devam edin. Sürekli önünüze bakın. Olmayan işleri, reddedilmiş pozisyonları, çağırılmamış görüşmeleri düşünmeyin. Hakkınızda hayırlı olmadığı için orada olmadığınıza inanın. Kısmet farklı bir matematiğe sahiptir, o matematiğe güvenin. Sabırlı olun, her şeyin bir zamanı vardır.

8- Süreci sevin. Bu süreci kendinizi ölçmek, eksiklerinizi görmek ve tamamlamak için bir fırsat olarak değerlendirin. Hele ki bu süreçte evdeyseniz, çalışmayı hedeflediğinizi hesaba katarak daha çok gezin, görüşemediğiniz insanlarla buluşun, tüm gün yatıp tembellik yapın, işe başladığınız zaman gözünüz arkada kalmasın. Süreçle kavga etmeyin, ne kadar uzadığına değil size neler kattığına odaklanın.





Her görüşme farklı bir deneyimdir, görüşmeleriniz sonrasında kendinizi değerlendirin. Bir sonraki görüşmeye kadar kendinizi hazırlayın. Hiç görüşmeye çağırılmıyorsanız bu noktaya takılmayın önemli olan kaç görüşmeye gittiğiniz değildir. Bir taneye gidip sonrasında işe de girebilirsiniz.

9- Kıyas yapmayın. İş aramak / bulmak kişiye özel bir süreçtir. Herkesin süreci farklı ilerleyecektir, başkalarında olan / olmayan şeylerle kendi sürecinizi karşılaştırıp yanlış düşüncelere kapılmayın, moralinizi bozmayın. Siz sadece kendi sürecinize, kendi bulacağınız işe, gireceğiniz pozisyona odaklanın.

10- Kendi kuralınızı yazın; bu süreç sizin unutmayın...

No comments:

Post a Comment