Green Peas Cookies (Biskut Kacang Peas) (Again)

 This melt-in-the-mouth cookies with peas aroma is my favourite and many others..... Come and don't miss the lure of the cookies this Hari Raya.... This is my 2nd cookies so far for this year Idh.... not sure whether or not I can manage to make more cookies as the Idh is only several more days away....

For recipe, refer to the earlier post here.

A tray of unbaked cookies

Fresh from the oven

BAHASA MALAYSIA VERSION

Ini baru biskut yang kedua yang dapat Along siapkan untuk Raya tahun ni. Biskut ni kesukaan Along dan ramai yg lain juga.... masuk mulut je terus cair & hilang.... kalau boleh setiap tahun mesti nak buat. Banyak juga yang Along buat sebab nak bawa balik untuk MIL juga nanti. Kalau kekawan nak rasa, singgah lah ke rumah raya nanti ya.


Untuk resipi, sila rujuk, di sini.

giderken bana birşeyler söyle- mustafa ulusoy-roman

biz ölüm korkumuzu yenmek için terapistlere giderken,dünyanın heryerinde sessizce insanlar öldürülüyor topluca masumlar katlediliyor.hayatın daha ne olduğunu anlamadan bebekler ölüyor

ÖLÜM  görüşmek üzere ayrılmaktır...

ölürken eflatun "hayat topu topu bu mu dr "demişti tek seanslık görüşmede.

------------

bir anlatıcı anlatır romanı,

dr mavi,beyaz

turkuaz

kırmızı

 gri

kahverengi(bordo)

sarı

lacivert

bunlarda romanın kahramanları.dr mavinin terapi seanslarının adeta bir dökümü anlatıcının dilinden.

hastaların sorunları dikkat çekici , her insanın kendinden bir parça bulabileceği sorunlarla boğuşan  hastalarına uyguladığı tedavi yöntemleri.

ayna :)

eldiven vs

yazar kahramanlarına insan adı yerine renklerle isim koyarak romanında ufakta olsa fark yaratmış.

kitabı okurken yer yer sıkılsam da bırakma gafletinde bulunmadığım için mutluyum. bir süre sonra renklerle olan mücadelemi bitirdim kitaba odaklanabildim.

zira romanın yazarının gerçek hayatta bir terapist olduğundan yola çıkarsak,tespitleri hazine değerinde geldi bana.

bir çok düşüncesi inanç noktasında bana uymasada ,hikaye babından düşününce güzeldi.

okunması gereken bir kitap olduğunu düşünmeme rağmen tavsiye ettiğim bir kişinin renklerin kendisini baydığını söylemesi beni tedirgin etti.

kitaptan bazı notlar 

 ----

ölmek ölümün içinden geçmektir

melekler ölümün içinden geçeriz cümlesni mavinin kalbine taşıdılar.

.............................

zaman insan için işliyor.insan dışında bir varlığın saat taşıdığını görebilirmisiniz:)

-------------------

insan geçici bir hayatta ,etkisi sonsuza dek sürecek seçimler yapmak zorunda kalan varlık

-------------------------

hepimiz insan olmamızın ağırlığını taşırız.

---------------

ölüm ilişkileri bitirmez aksine bazı durumlarda dahada yoğunlaştırır.

-----------------

birbirimizin hayatına tanıklık etmek (aynı evde yaşayan insanların bile birbirini aslında yeterince tanımadığını düşünürsek)ne kadar önemli.

ve diğer varlıklara tanıklık ederken bir çift göz olmak

---------------------

insanın hayattayken  ölümün dehşetinden kendisinin sıyrılması beklenir.daha olmamış olandan korkmaması,onu dert etmemesi beklenir.

ama öyle olmaz.

ölümün kabusu insanın heran üzerindedir.çünkü insan her an ölmektedir.an be an şimdi bile.insan durmaksızın ölmektedir...

bilinen ölüm ,insanın en son ölümüdür sadece.

----------------------

işe yarama duygusu en temel duygudur...

-------------------------

insan içindeki gürültüden yanındakini duyabilirmi .

---------------------

anlatı terapisinde hedef,hastayı tedavi etmek değil,hikayeyi tedavi etmektir.

hikayeyi yeniden yorumlayarak,düzenleyerek anlamlı bir olay örgüsüne kavuşturmaktır.

olanı biteni değiştiremeyiz. ama ona yüklediğimiz anlamları değiştirebiliriz.

bizler hikayemize biçtiğimiz anlamların kurbanıyız...

-----------

muhayyile(gerçekte olmadığı halde zihinde canlandırıp bunu gerçekmiş gibi algılama .) ....hayal etme gücü

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

bunlar kitaptan aldığım notlardan bazıları.

Ve Kara Kitap Ve Fotoğraf Ve Cüneyt Cebenoyan

Cüneyt Cebenoyan yazılarını ilgiyle takip ettiğim bir sinema yazarı. Okuduğum yazılarından edindiğim hislerle, Cüneyt Cebenoyan'ın dünyaya duyarlı bakışını seviyorum. Aslında hayat - duyarlılık - sinema  konusunda Cüneyt Cebenoyan'la ilgili neler düşündüğümü daha genişlemesine yazabilirim. Yok, şimdi olmaz ama... Belki başka bir yazıda anlatabilirim. Çünkü şimdi yazı konum başka... 

 

Öncelikle Cüneyt Cebenoyan'ın adını ilk kez Kara Kitap sayesinde duyduğumu söylemeliyim. Yıllardır Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ının vazgeçmez bir okuruyum. Bir kitap büyüler mi insanı? Ben her defasında Kara Kitap'tan büyülenirim. Kara Kitap'ın her bölümü tek başına hayal çarklarımı  kışkırtmaya yeter. Yıllardır okurum. Her yine-yeni-yeniden  her okuyuşumda, bilmediğim yepisyeni tadlar keşfederim. 

 

Neyse... Şimdi Kara Kitap sevgime dalmayacağım da Cüneyt Cebenoyan'ın "Kara Kitap Kara Başlık" konulu fotoğraflı araştırmasından örnekler vereceğim. Nisan 1991'de Pamukbank Genç Dergisi'nde yayımlanan bu fotoğraflara, ben yıllar önce Nüket Esen'in Kara Kitap Üzerine Yazılar adlı kitabında denk gelmiştim. Gözlerime inanamamış defalarca kitaptaki fotoğrafları seyretmiştim. İçimi nasıl puslu kıskançlık bulutları kaplamıştı anlatamam... Çünkü Cüneyt Cebenoyan benim yapmak istediğim işi yapmış, büyük bir ustalıkla Kara Kitap'ta anlatılan mekan ve insanların izini sürmüştü. Ve tek tek bulmuştu. Allahım, bir de fotoğraflamıştı. Müthişti! 

 

Sonra öğrenmiştim ki Cüneyt Cebenoyan sinemayla ilgili biriydi. İşte o gün bugündür yazılarını ilgiyle okurum. Şimdi çektiği fotoğraflardan bazılarını büyük bir mutlulukla Hayal Kahvem'e yerleştireceğim. Buyrunuz... Cüneyt Cebenoyan'ın fotoğraflarıyla ve Orhan Pamuk'un cümleleriye Kara Kitap...

 

"Başka bir yerde, başka bir tane yaptıracaktık. Uğursuz çıktı bu apartman." 

(s.13) Öpüş'teki şifre: Teşvikiye Cad. yüz otuz beş.

"O zaman aynı kâbusumsu duygularla, kuyu denilen yerde, şimdi tersine çevrilmiş bir kuyunun yükseldiğini korkuyla anladım. Esrarı ve ölümü pencerelerimize getiren bu yeni yerden yeni kelimelerle söz ediyorlardı artık: Apartman aralığı, apartman karanlığı." (s.191)

"Beyoğlu karakolunun yanında, üzerinde "Dostlar" yazan eski bir taş evin 

toz ve kumaş kokan ilk katına girdiler... Işıl ışıl ikinci oda, Galip'e pezevenge para vermesi gerektiğini hatırlattı. "Türkan" dedi adam parayı cebine koyarken. 

"Türkan, bak İzzet geldi seni arıyor."" (s.131)

"Kulenin çevresini dolandıktan sonra, Galip'in daha önce hiç görmediği ara sokaklardan birine girip buz tutmuş karanlık kaldırımlarda, yürüdüler... Üzerinde "Merih Manken Atölyesi" yazan kapıyı, soluk yüzlü, otuz yaşlarında, traşsız biri açtı." (s.172)

"Kız Lisesi yönünden, yukarı mahallenin kendini ünlü bir futbolcu sanan delisi,... 

bir bebek arabasını iterek geldi geçti;... 

bir bebek arabasının içinde gazete satardı." (s.379)

"Alâaddin'e Nişantaşı'ndaki dükkânının hayatımızda tuttuğu yerini anlattım. 

Küçük dükkânında sattığı binlerce, on binlerce çeşit malın hepimizin hafızalarında nasıl renk renk, koku koku capcanlı kaldığını anlattım." (s.42) 

"Çerçevede Alâaddin'in dükkanı olarak bilinen bu dükkâna kızkardeşin ağır ağır yürüyerek yaklaşıp nasıl girdiğini, ağacın köküne kendini siper eden Alâaddin  

onu nasıl görmediğini, gazeteci... yeniden yeniden yazmıştı." (s.412)

 

2012

NOKUL

Rabia'nın sofrasındaki bu güzel NOKUL'u eltisi Saliha yapmıştı....  (tarif Oktay ustaya ait)

MALZEMELER:

1 çay bardağı ılık su

1 yumurta (akı içi için sarısı üzerine)

2 çorba kaşığı tereyağ ( eritilmiş )

2 çorba kaşığı sıvıyağ

2 çorba kaşığı yoğurt

1 tatlı kaşığı kuru maya

3 su bardağı un

İÇ MALZEMESİ:

1 çay bardağı şeker

1 su bardağı kuru üzüm

1 su bardağı ceviz (dövülmüş)

YAPILIŞI:

  Hamur için malzemeler bir kabta karıştırılıp hamur yapılır ve 5 dakika dinlendirilir. Hamur tezgahta yarım cm. kalınlığında açılır. Üzerine şeker, üzüm ve ceviz serpilerek rulo şeklinde kıvrılır. Rulo yaptığımız hamurdan   iki parmak genişliğinde kesilip tepsiye dizilir. Üzerine yumurta sarısı sürülüp 180 dereceli fırında üzeri kızarana kadar pişirilir...

AFİYET OLSUN

30 Ağustos Zafer bayramı

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAM`IMIZIN 91.Cİ YILDÖNÜMÜ HEPİMİZE KUTLU OLSUN !!!!

 

Ne Mutlu Türküm Diyene !!!

 

 



Domates Soslu Deniz Börülcesi

Domates Soslu Deniz Börülcesi

Rendelenmiş sarımsakları sıvı yağ ile birlikte kavurun. Rendelenmiş domatesleri, ince doğranmış maydanozu, tuzu, karabiberi az şekeri ilave edip domates sosunu pişirin. Deniz börülcelerini deniz börülcesi salatası tarifimdeki gibi haşlayıp temizleyin. Hazırlanan deniz börülcelerini servis tabağına alın. Üzerlerine domates sosunu dökün.

HAYDİ GÜLÜMSE KAMPANYASI VE TEKRAR MERHABA

Uzun bir ara oldu yine.. Bir çoğumuz gibi benim de yaz rehavetine kapılıyor olmam şaşırtmadı belki de .. Bu uzun arada gelişen bir durum da mutfaktan ofise geri dönüş hikayem oldu. Takip edenler bilir, 9 ay kadar önce kurumsall hayata bir "mola" demiş, uzun süre çalıştığım organizasyondan ayrılmıştım. Bu mola çok güzel geldi elbette.. Aras ile doya doya geçirdim günlerimi ve elbette yaz tatilimi. Ancak bu uzun tatilin sonrasında tekrar ofis günlerim başladı. Artık bakalım, ne kadar el verirse bana çalışma hayatı mutfaktan kopmama.. İşe başlamadan önce bir doğum günü seti, pasta, kurabiye ve cupcake yaparak tabiri caizse bir jübile yaptım :) Onları sizlerle paylaşacağım elbette..Daha Aras'ın 2. yaşını bile yazmadığımı düşünürsek stok var merak etmeyin :)

Ancak bugün aldığım bir maili sizlerle paylaşmak istiyorum. Aşağıda birebir basın bültenini paylaşacağım bu kampanyayı mümkün olduğunca duyuralım, katkımız olsun istedim.Önce bir anne sonra da bir engelli adayı olarak sanırım bunu yapmam gerekir.

Haydi Gülümse

Özürlüler Vakfı’nın 2009 yılında başlattığı Haydi Gülümse projesi, 0-15 yaş arasındaki çocukları sağlığına kavuşturmaya devam ediyor. Haydi Gülümse projesi, verilen destekler ve bağışlar sayesinde bugüne kadar yaklaşık 400 çocuğun ameliyatlarını ve ameliyat sonrası oluşan bakım masraflarını karşılayarak onların gülümsemelerini sağladı.

Haydi Gülümse projesi bu ameliyatların yanı sıra hukuki, mimari ve eğitim bilgileri içeren bilgilendirme toplantıları düzenleyerek toplumu, özürlülük (vücut fonksiyon kaybı, yeti yitimi) sorunu ve çözümleri karşısında bilinçlendirmeye  devam ediyor.

Türkiye’de yapılan birçok sosyal sorumluluk projesine ilham kaynağı olan bu projenin asıl amacı ise tüm bu faaliyetler gerçekleşirken, ülke yöneticilerine ve topluma çağrıda bulunarak, özürlü bireylerin toplumsal yaşamda karşılaştıkları sorunlar, fırsat eşitliği konuları hakkında kamuoyunda farkındalık yaratabilmektir. Bilinçli bir toplum sayesinde, ülke nüfusunun yaklaşık %15’ini oluşturan özürlü bireylerin hayatlarında pozitif ve köklü bir değişim yapılabilmesine imkan sağlamaktır. Tüm engellere karşı toplum olarak mücadele edilmesi ve gerek ulusal gerekse yerel dinamikleri etkileyerek, toplum gücü ile engelleri ortadan kaldırma çalışmaları düzenlemektir.

Başta Haydi Gülümse projesi kapsamında yapılan ameliyatlara ve Özürlüler Vakfı’nın yapmış olduğu tüm bu çalışmalara, “DESTEK” yazıp 5787’ye göndererek 5 TL katkıda bulunabilirsiniz.

Projeye bağış yapmak, ameliyat kaydı oluşturmak ve daha detaylı bilgi almak için www.haydigulumse.org.tradresini ziyaret edebilirsiniz.

Truffle Kurabiye

Yapımı oldukça kolay,dışındaki hafif sert  kabuğun altında yumuşacık bir lezzet truffle kurabiyeler.Yapıldığı günün akşamı bizde sadece 3 kurabiye kaldı,başka söze gerek varmı?

Malzemeler:

• 50 gr yumuşamış margarin yada tereyağ
  


• 1 su bardağ ıun (cup ölçüsü 200 ml)
  


• yarım su bardağı toz şeker
  


• 1 çay kaşığı kabartma tozu
  


• 1 çırpılmış yumurta
  


• 1 tatlı kaşığı portakal suyu( ben portakal olmadığından limon suyu kullandım)
  


• 25 gr kakao
  


• Üzeri için yarım su bardağı pudra şekeri
  

Yapılışı:

1. Toz şekeri rondo yada mutfak robotunda çekerek inceltin.Pudra şekeri dışındaki kuru malzemeleri yoğurma kabına alın.
   


2. Margarini ekleyip parmak uçlerınızla yedirin.Yumurtayı ilave edip yoğurun .
   


3. Cevizden daha ufak parçalar alıp yuvarlayın.Derin bir kaseye koyduğunuz pudra şekerine her yerini bolca bulayarak ,pişirme kağısı serdiğiniz tepsiye dizin.
   


4. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 10 dakika pişirin.
   

bol kabaklı çorba

pazar sabahları özel olur genelde.ev halkı hep birliktedir.pazar günü extra yiyecekler hazırlanır.işte bizimde pazar sabahı soframız.tabaklarım biev marka hediye.çok severek kullanıyorum.masa örtüm pazardan.pazardan aldığıma kimse inanmıyor:) ben pazardan çok güzel şeyler buluyorum.

 eski kayıtları sildiğim için sitemli yorumlar alıyorum.merak etmeyin yeni yeni tarifler yazacağım üstelik aşçılık 2. kademe kursundayım bu sene.bol foto bol tarif olacak.böcüklere hafta içi böyle bol sebzeli bir çorba yaptım.1 soğanı ve 1 diş sarmısağı doğrayıp az sıvıyağda soteledim 1,patates,1 havuç,3 kabağı küp doğrayıp ekledim.1 kaşık salça ekleyip az soteledikten sonra kaynar su ve tuz ilave ettim.

 sebzeler yumuşayınca blenderdan geçirdim.

Browni Benceli ;)

Allah Ne Verdiyse

• ANASAYFA
  


• HAKKIMDA
  


• ILETISIM
  


• Değmesin Yağlı Boya
  

• 
  
  


• 
  
  


• 
  
  


• 
  
  


• 
  
  

Browni Benceli ;)

Gönderen Allah ne verdiyse On 19 Eylül 2013 Perşembe 13 yorum

Hayirli sabahlar dostlar 

Allahin selami ve bereketi üzerinize olsun hayirlar getirsin günümüz .

hayirli olani ayni zamanda kolay olani versin Allah .bizler aciz kullariz hayirli olur belki ama kaldiramayacagimiz kadar zor olabilir .

bu sebeple dilerken, hem hayirlisini hemde kolay olani dileyelim rabbimizden. 

Vakit darligindan hemen tarife geciyorum doktor randevuma  yetisebilmek icin .

Malzeme 

200 gr tereyag 

200 gr cikolata 

200 gr seker 

180 gr un 

80 gr beyaz cikolata 

5 yumurta 

yarim pk kabartma tozu 

1 cay kasigi tuz 

yarim bardak iri dogranmis ceviz yada badem 

üzeri icin 

50 gr siyah 20 gr beyaz cikolata 

yarim yemek kasigindan az  tereyag 

tereyagini ve cikolatayi bir tencereye koyup, cok kisik ateste eritelim tereyag tamamen cözülmeden ocaktan alalim karistirarak eritelim cok sicak olmamali 

firinimizi 180 dereceye ayarlayip isinmaya birakalim 25 x25 kalibimizin tabanini yaglayip üzerine yanlarindan fazlalik olacak sekilde pisirme kagidi ile kaplayalim .uzun kisimlardan tutup kekimizi cikarmamiz daha kolay olacak bu sekilde 

beyaz cikolatayi ve ceviz yada bademi iri olacak sekilde dograyalim 

erittigimiz cikolata tereyag karisimina sekeri ekleyelim tuzuda ilave edelim 

seker karisinca ,yumurtalari tekar teker kiralim icersine,

 her yumurtayi iyice yedirdikten sonra digerini ekleyelim 

un ve kabartma tozunu beraberce malzemeye ekleyip 

unu ve kabartma tozunu koyup karistiralim 

dogradigimiz beyaz cikolatayi bademi yada cevizi malzemeye ekleyelim

kalibimiza döküp düzleyelim  

hemen firina verelim yaklasik 30 dakika pisirelim pisen kekimizi 

firindan alip 10 dakika kalibinda  bekletelim daha sonra kagidini cikarip sogutma teline alalim 

sogutma teline aldigimizda alt kismi üste gelirse cökme olmaz 

üzeri icin olan siyah cikolatayi ayni sekilde tereyag ile beraberce hafif isitarak eritelim

 iyice karistiralim 

soguyan kekimizin üzerine sürelim siyah cikolatayi sürüp bitirince

cikolatayi erittigimiz kabin icersine hemen beyaz cikolatayi koyup tencerenin sicagi ile erimesini saglayalim erimesse biraz isitalim siyah cikolatanin üzerine dalga seklinde sürelim 

donmaya birakalim .kekimizi mutlaka agzi kapali bir saklama kabina koyalim .!

lezzetin dibine ermek icin mutlaka bir gün bekletelim dilimleyerek servise sunalim 

Cikolatanin dibine vurmak olacak ilk lokmaniz :) demedi demeyin  tarif bana ait dostlar .

daim dualariniza talibim .hemen kaciyorum

muhabbetle 

Tweet

Pin It

karışık

 metecik elinde renk renk şekerlerle döndü okuldan.öğretmeni onlara şekerler dağıtmış.bunlarla muffın yapalım süsleyelim dedi.girdik mutfağa.bizde herkes ayrı çeşit kek sever.bizde bir hamurla 3,4 çeşit kek yaptık.şöyleki 4 yumurtayı 1,5 bardak şekerle çırptık.içine 3 tane soyulup rendelenmiş elma,yarım bardak sıvıyağ,2 pk kabartmatozu,ve aldığı kadar un ekledik.bu aşamada kek hamurunu çeşitli kaselere paylaştırdık.birine berkay için kakao,birine mete için damla çikolata,birini sade,birinede benim için tarçın ve ceviz ekledik.muffın kağırlarına paylaştırıp 180 derecede pişirdik.çıkınca üzerine çikolata sosu ve renk renk şekerler koyduk.

 havalar soğumadan komşularla sabahları sahile iniyorum.bir yandanda sonbahar tam anlamıyla gelsin istiyorum.

 yine mutfaktan bir kare.sebzelerimi özellikle salata yapılacakları önceden yıkayıp ağzı kapaklı kaplarda saklıyorum.elimin altında yıkanmış çarçabuk kullanacağım sebzelerim oluyor.

 dün sabah ballarım böcüklerimi okula uğurlarken.

ben yine evde durmadım.bu sene beni bol zaman bekliyor.komşularla çarşı pazar yaptık.onlar bişeyler takıp çıkarırken bende bu kolyeyi kestirdim gözüme.pek kolye takan biri değilim,bilekliği olsa hemen alıverirdim.

TAVUKLU GÖZLEME

MALZEMELER

4 adet yufka

1adet kuru soğan

3diş sarımsak

Tuz,karabiber,pul biber

yarım kırmızı biber

3 adet yeşilbiber

1 adet domates

 Yarım göğüs tavuk eti

YAPILIŞI

Tavuk etleri çok küçük doğranır, yağsız tavada suyunu çekene kadar pişmeye bırakılır, küçük doğranan soğanlar ve 2 kaşık sıvıyağ  ilave edilir, hafif pembeleşene kadar kavrulur,biberlerde ince doğranıp katılır biraz 2-3 dakika kavrulup domates kabukları soyulup küçük doğranıp ilave edilir,  tuzu.karabiberi,pulbiberide ilave edilip domates suyunu çekince ateşten alınır. Hafif soğuyunca  Yufka masaya serilir yufka yarısına kadar katlanır,hazırladığımız harç 4 de bölünüp bir parçası yufkanın katlanmış kısmına ortaya yayılır,yufka bohça gibi kapatılıp yağsız tavada çok az sıvı yağ ilave edilerek 2 taraflıda kızarınca ateşten alınıp diğerleride aynı şekilde pişirilir .

Berliner (kızartılmış alman pastası)

Biraz zahmetli ama nefis bir lezzet...

Malzemeler:

-1 su bardağı ılık süt

-2 adet yumurta (beyazları yapıştırmak için kullanılacak)

-3 çorba kaşığı toz şeker

-2 çorba kaşığı sıvıyağ

-1 adet toz maya

-1 çay kaşığı tuz

-500gr un

Arası İçin: marmelat

Yapıştırmak İçin: yumurta beyazı

Kızartmak İçin: sıvıyağ

Hazırlanışı:Unu derin bir kab içerisine koyup ortasını havuz gibi açıp malzemelerin hepsini ekleyip ele yapışmayan yumuşak hamur yapın (gerekirse süt ekleyebilirsiniz) hazırladığınız hamurun üzerini nemli bez ile örtüp mayalanması için 30dk bekletin.

Mayalanan hamurdan büyük beze alıp  kurşun kalem kalınlığında açıp su bardağı ile kesip yuvarlak şekiller yapın.

Kesilen yuvarlakların ortalarına bir tatlı kaşığı marmelat koyup kenar kısımlarına yumurta beyazı sürüp başka bir yuvarlak ile üzerini kapatıp kenarlarına hafif bastırın.

Kalan hamuruda aynı şekilde hazırlayıp mutfak bezi üzerine koyup üzerlerini bez ile örtüp 15 dk bekletin.

Kızartmak için sıvıyağı fazla kızdırmayın içi hamur kalabilir. Orta ısıdaki yağda arkalı önlü kızartıp kağıt havlu üzerine alın.

İsteğe bağlı üzerine pudra şekeri serpip servis yapabilirsiniz.

Afiyet Olsun :)

PİZZA POĞAÇA

 

 

 

Malzemeler

2 çay bardağı ılık süt

1 tane yumurta

42 gr yaşmaya

1 yemek kaşığı toz şeker

75 gr oda sıcaklığında tereyağ

1 tatlı kaşığı tuz

alabildiği kadar un

için için

sucuk, sosis

kırmızı ve yeşil biber

salam, mısır

ayrıca

1 küçük çorba kasesi renlenmiş kaşar peyniri

kekik

1 yumurta sarısı

YapılışıHamur için maya, toz şeker ve sütü maya eriyinceye kadar karıştırın. Un, tuz, tereyağ, yumurta ve mayayı karştırıp yoğurun. Üzerine bez örtüp 1-2 saat mayalanmaya bırakın. Hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle açın. 1 tatlı kaşığı kadar küçük doğradığınız iç harçtan koyup kapatıp yuvarlayın. Yağlanmış tepsiye dizin. Üzerine yumurta sarısı sürün, rendelenmiş kaşar peyniri koyun ve kekik serpin. Önceden ısınmış fırında pişirin.